Tiyatroyla gönül bağının nasıl başladığını, kariyerini yönlendirirken başından geçenleri ve kendi iç yolculuğunu sürdürürken fark ettiği önemli noktaları söyleşi boyunca katılımcılarla paylaştı.
Aslen Artvinli olmasına rağmen, babasının savcı olması sebebiyle Samsun’da doğduğunu söyleyen Bilgin; tiyatroyla tanışmasını ve bakış açısının gelişmesini şu sözlerle anlattı: “İlkokulda derslerde komiklik yapan çocuklardandım. Metin Akpınar ve Zeki Alasya’yı izler, ertesi gün o skeçleri oynamaya çalışırdım. Tiyatro müsamerelerine katılmak, oyunlar sergilemek ve hiç tanımadığım insanları güldürmek beni çok eğlendiriyordu. Tüm sosyal etkinliklere katılıyordum ancak sadece tiyatroda sırtımı sıvazlayıp, evet oğlum doğru yoldasın dedi öğretmenim.”
O günden sonra sahnenin kendini anlatabileceği, farklılığını ve kendi farkındalığını hissettirebileceği yer olarak gördüğünü söyleyen Bilgin; “Bugün baktığımda anladım ki tiyatro bana hayatı öğretiyor, ilişki kurduruyor aynı zamanda dünyayı değiştirebilecek fikre, zekaya ve eyleme sahip olduğuma inandırıyor beni” dedi.
45 YAŞIMDAN SONRA KLARNET ÇALMAYA BAŞLADIM
Öğrencilere enstrüman çalmanın dünyanın en müthiş keyiflerinden biri olduğunu da söyleyen Hakan Bilgin; enstrüman çalmadan bir insanın ölmemesi gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti; “45 yaşımdan sonra klarnet çalmaya başladım. Bir elim varsa niye çalmıyorum ki dedim?! Senfonide çalmayı hedeflemiyorum ama bu mücadeleyi yaşamak o kadar güzel ki… Final için uğraşmıyorum, süreci mutlu kılıyorum. Süreç güzelse final zaten güzel olur. Bugün güzelse yarın güzel olur. Ama acaba yarın güzel mi olacak, kötü mü olacak diye düşünüp bugünü eziyet haline çevirirseniz bugün de güzel olmaz, yarın da güzel olmaz” dedi.
Söyleşi sonunda öğrencilerle toplu bir fotoğraf çektiren Hakan Bilgin, son olarak öğrencilere 25 Kasım 2016’da vizyona girecek Çakallarla Dans 4’ü izlemelerini tavsiye etmeyi de unutmadı.