“Hata yapabiliyorum. Nihayetinde dörtte üçüm su.”
“Düzenli hayata geçiş aşamasında sıradaki eylemim eve çiçek almaktı. Artık kendi oksijenimizi kendimiz üreteceğiz. Dışarıda içine ne koydukları belli değil. Biz bu düzenli hayata âşığız ya.”
“Aldıktan hemen sonra eve dönme isteği uyandıran şey güzeldir.”
Helen ile Ferhan’ın naifliğin kitabına adını yazdıran hikâyesine hoş geldiniz!
Evi, patronu olduğu ajansın ofisiydi aynı zamanda Ferhan Işılak’ın. İşler yoğundu ve tecrübeli bir çalışana ihtiyaçları vardı. Tabii Ferhan’ın, aynı zamanda bir ev hatta hayat arkadaşı da olacağından henüz haberi yoktu.
Bir gece uyku tutmayınca bulaşıkları makineye yerleştirmeye karar veren Helen bir çatalı makine ile tezgâhın arasına düşürmüş, almaya çalışırken de makineyi fazla çekerek evi su basmasına sebep olmuştu. Şişmiş parkelerden ötürü evinin belli bölgeleri bir of çekse duyacak karşıki dağlardan hallice olan Helen, işe gittiğinde Ferhan’ın, “Yeni bir yer bulana kadar burada kal istersen” çağrısına kayıtsız kalamamıştı. Artık hem iş hem ev arkadaşı olmuşlardı… İşte Ferhan ile Helen’in tuhaf ama bir o kadar da eğlenceli hikâyesi böyle başlıyordu! Bu hikâyede tek bir kural vardı: Küstüklerinde bir taraf güler ya da ağlarsa, barışırlardı!
“Çamaşır makinesinin deterjan kısmının en sağına hayatım boyunca hiçbir şey koymadım. Sen de koymuyorsun oraya bir şey. Oraya bir şey konmuyorsa hiç yapmazlardı. Çamaşırlarda, makinede bir sorun yok. Ama bir şeyleri yanlış yapıyoruz gibi hissediyorum. Ben bu hissi niye çamaşır makinesinde bile yaşıyorum?”
Fen lisesinde aldığı eğitimden sonra aile üyelerini de şaşırtarak rotasını edebiyata çeviren Ata Sözütok, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.
Yazmaya dair hevesi okuduğu bölümle sınırlı kalmadı, mezun olduktan sonra çeşitli edebiyat dergilerinde yazıları yayımlandı.
2014’ten bu yana reklam yazarlığı yapan Ata Sözütok’un ilk kitabı Bunun Böyle Olmaması Lazımdı, akıcı ve eğlenceli dili ile bir çırpıda okuyacağınız, çokça gülerken bir miktar da hüzünleneceğiniz, kitabı bitirip kapağını kapattıktan sonra, “Bunun gerçekten de böyle olmaması lazımdı,” diyeceğiniz, aniden eve gitme isteği hissedeceğiniz, içinizi ısıtacak bir kitap!